Savaş Kapıda! Sen Hazır mısın?
- boranbezgen
- 5 Kas 2024
- 11 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Kas 2024

Savaş Kapıda! Sen Hazır mısın?
Küresel politika giderek ısınmaya başladı. Savaşın gelmesi için tüm hazırlıklar bir bir yapılıyor. İsrail ile İran arasındaki sürtüşmeler, Hindistan ve Pakistan arasında bitmek bilmeyen Keşmir sorunu, Rusya, ABD ve Çin üçgeninin tükenmez gerilimler ve egemen ülke iddiaları. Tüm bunların yanında diğer ülkelerin yaptıkları seçimler ve politikalarla dünya kazanı kaynamak üzere. Sen ise bir savaş anında ya askere gidecek genç bir erkek ya evde oturacak bir yaşlı ya da kadın veya çocuk olacaksın! Peki sen ve ailen savaşa hazır mı? Eğer cevabınız hayır ise sizi yazının devamına davet ediyoruz. Çünkü savaşa nasıl hazırlanacağınızı, hatta benim kişisel olarak neler yaptığımız sizlere anlatacağım.
Toplumsal Hazırlık

Toplumsal olarak hazırlık ne yazık ki hükümetlerin ve devletlerin politikalarından dolayı gerektiği şekilde sağlanamayabilir. Çünkü günümüzde Türkiye'de bireysel silahlanma yönünde tersine bir baskı bulunuyor. Silah ruhsatı almanın önüne masraflı bürokratik engellemeler konuluyor. Ülkemizde özellikle mültecilerin bulunması bir savaş esnasında iç huzurun sağlanmasının zorluğu toplumu savaş anında büyük bir tehlikenin kucağına atmaktadır. Ekonominin kötüye gidişi ile birlikte savaşa hazırlanmak için alınması gereken önlemlerde maalesef ertelenmek durumunda kalıyor. Özellikle orta sınıfın da kaybolmaya başlaması ile gelir dengesinde oluşan uçurum, bu hazırlıkları toplumun tüm kesimlerinin yapabilmesini imkansız kılıyor. İşte tam burada devreye internet giriyor. İnternet sayesinde işimize yarayabilecek bilgiler edinebilir. Bir savaş durumunda, global bir elektrik kesintisinde, doğal afetlerde nasıl hayatımızı idame ettireceğimizi gösteren çok güzel dokümanlar bulunuyor ve bunların içinde ücretsiz ulaşabilecekleriniz var. Türkiye 6 Şubat tarihinde yaşadığı büyük deprem ile birlikte halkın ve devletin büyük çaplı organizasyonlarda ne gibi sıkıntıları olduğunu gördü. Saatlerce yardımın ulaşamadığı yerler, tamir edilemeyen ve çöken yolla, uçağın bile kalkamadığı havalimanı pistleri ile karşı karşıya kaldı. Devlet bu denli çaptaki büyüklükte bir doğal afetle birlikte sarsıldı ve ilk gün koordinasyonun bile ta olarak sağlanamadığı, kişisel çıkarları olan insafsızların toplumun çıkarlarını geride bıraktığı görüldü. Bu süreç sadece devleti değil, halkı da potaya koyuyor. İnsanlar yaşadıkları ülkede bırakın savaşa hazırlığı, bir deprem çantasının hazırlamaktan bile aciz olduğu görüldü. Kara kışın ortasında, evlerini terk eden insanların üstüne bir de kar yağınca olanlar oldu; enkazlarda kazı çalışmaları, lojistik problemler, elektrik kesintileri, hırsızlar ve gaspçılar her bir taraftan yeryüzünü adeta yecuc ve mecuc gibi sardı. Peki şimdi tekrar soralım! Bir deprem ülkesi olan Türkiye'de daha büyük depremler olduğunda siz hazır olacak mısınız? Bir Dünya savaşında ne kadar süre devletsiz dayanabileceksiniz? Eğer cevabın koca bir hayır ise hazırlığımızı yazının ilerleyen bölümlerinde beraber adım adım yapacağız.
Arsa

Bu konu tüm hazırlıkların en başında gelmektedir. Çünkü şehir yaşantısında artık insanlar çok katlı yapılara sıkışmış ve en ufak bir kriz anında evlerine kapanarak hükümetin söylediğini yapmaya mecbur kalmıştır. Covid-19 krizinde bu çok daha net göründü. İnsanlar evlerinden kafalarını çöp atmak ve gıda maddeleri almak dışında çıkaramadılar. Sadece kritik sektörlerde çalışanlar işlerine devam edebildi. Nice işletme battı veya çok büyük zararlarla atlattı. Tam bu zamanlarda müstakil bir evin varlığının kıymeti daha net olarak anlaşıldı. Köyde yaşayan insanlar bahçelerinde ekinleriyle ve ağaçlarıyla meşgul oldu, garajlarında projelerini gerçekleştirmek ve hobilerini yapmak için zamana sahip oldular. Sen ise güzel kardeşim, şehrin betonları arasında F tipi bir cezaevinde gibi kapalı kaldın. Detaylara daha fazla girmek istemiyorum çünkü ileride anlatacaklarımız tamamen bunun etrafında şekillenecek. Eğer bir kriz anına veya savaşa kendinizi ve ailenizi hazırlamak istiyorsanız bir an önce tarla statüsünde dahi olsa bir arsa almalı ve üstüne yönetmeliklere uygun bir bağ evi kondurmalı, eğer imkanınız varsa aşağıdaki şartları karşılayacak bir plan ve proje ile bu işe başlamalısınız. Bunun için maddi yetersizlikler ve ekonomik zorluklarla tabii ki karşılaşacaksınız. Asla kolay bir iş demiyorum. Ancak bu yeni dünya düzeninde bir adeta bir zorunluluk.
Su - Gıda - İlaç Üçgeni
Klasik bir yazı olsaydı şu an size en az iki haftalık su stoğu yapmanız gerektiği, kişi başına günlük su ihtiyacını hesaplayarak, bir su stoku belirlemeniz gerektiğinden, daha uzun süreli durumlar için filtre sistemleri ve tabletleri önerebilirdik. Gıda için konuşacak olursak tabii ki uzun süreli dayanıklı konserveleri, kalorisi yüksek bozulmayan ve pişirmek için fazla suya ihtiyacın olmadığı gıdaları belirlemenizi önerecektik. İlaç için de aynısı geçerli olacak ve son kullanma tarihleri yaklaştıkça ilaçları değiştirmeli ve reçeteli ilaçlarınız için ekstra dozlar alın diyecektik. Ama biz daha farklı konuşacağız e konu başlıklarımızla alakalı sizlere yardımcı olacağını düşündüğüm dokümanlar paylaşacağım.
Su

Gıdasız bir şekilde idare edebilirsiniz. Böcek yersiniz ağaç kökü kemirirsiniz ama susuz, fazla dayanabileceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. İnsan vücudu hayati fonksiyonlarını gerçekleştirmek için suyu temel bileşen olarak kullanır. Vücudumuz çok güzle bir biyolojik makine ama bu makinenin gitmesi için bir yakıt şart o da su! Gıdanın yokluğu için insan hayatını idame ettirebilmek için bir mekanizma geliştirmiştir. Uzun süre boyunca gıda girişi olmadığında önceden depoladığımız hücrelerimiz parçalarız ve hayatımızı idame ettirmek için enerji açığa çıkarırız. Ancak su böyle değildir. Kimyasal olaylarda su belirleyici bir rol oynar. Örneğin:
Hidroliz reaksiyonlarında büyük molekülleri su ile parçalanır.
Besinlerin taşınmasında su kullanılır.
Atık maddeler su ile uzaklaştırılır.
Vücut ısısı su sayesinde düzenlenir.
Vücut Ph'ı su ile dengelenir.
Hücrenin şekil ve bütünlüğünü sağlar.
Tüm bu saydığımız önemi biyolojik olaylar su ile mümkün. Ancak kritik bir durumda suyu nasıl bulacağız. Diyelim ki önceden hazırlıklarımızı tamamladık ve kişi başı 4 lt su tüketimi ile 2 hafta yetecek bir su depoladınız. Savaş çıktı, doğal bir afet oldu, nükleer bir patlama oldu, hükümetler savaşta çöktü ve artık toplum sadece güvenebildiğiniz kişiler kadar toplum. Süreç uzadı ve sizin su stoğunuz tükendi. Şimdi ne olacak yağmur duasına mı çıkacaksınız? Tabii ki hayır. İşte adım adım yapılacaklar:
Su Nerede Aranmalı?
Dağlara yağan yağmur ve kar suları vadileri takip ederek ovalarda geniş ve yavaş akan nehirlere dönüşür ve sonunda denize dökülürler. Bu su döngüsü içerisindeki her yerden su alabilirsiniz. Doğadan aldığınız bu suları mutlaka kaynatmalı ve tifo, kolera gibi ölümcül hastalıkları uzaklaştırmalısınız.
Dağların yüksek kısımlarında oluşan erimeyen buzullardaki suyu mutlaka 1-2 gün dinlendirmelisiniz. Çünkü bu eriyen buzun içerisinde hastalanmaya neden olabilecek kaya tozu vardır. Kaya tozunu uzaklaştırmak için su dinlendirilir ve bu partiküllerin dibe çökmesi sağlanır.
Kayalık bölgelerdeki eğrelti otları ve kaya üzerindeki yosunla küfler suyun bir göstergesidir. Bu durumda kaya oyuklarına bakılmalı ve biriken sular dibe çöken diğer partiküller kaldırılmadan alınmalıdır.
Patara antik kentindeki gibi kum tepelerinin olduğu yerlerde bulabileceğiniz en çukur yeri kazarsanız sonunda nemli kuma ulaşacaksınız. İçeri süzülerek altta toplanan suya kadar kazabilir ve su ihtiyacınızı giderebilirsiniz.
Kuru nehir yataklarını kazarsanız su bulabilirsiniz. Çakıl ve kille kaplı olabileceğinden zor bir işlem olsa da susuzluğun önüne geçmek için alınabilecek bir risktir.
Yukarıda saydıklarımız daha çok ıssız bölgelerde ve adalarda, doğa tutkunlarının yaşayabileceği zorlukları aşmak için kullanılan taktikler. Bir kriz anında sizi önceden yapacağınız hazırlıklar koruyacak. Bu hazırlıklar şu şekilde;
Artezyen kuyusu açtırmak
Evinizin bulunduğu arsada bir su kuyusu açtırarak yüksek oranda su sorununuzu çözebilirsiniz. Bu işlemde aşağıdan suyu çıkartmak için elektrik gücünün varlığı işleri biraz karıştırsa da yeni nesil güneş panelleri ile her türlü sorun aşılabilir gibi duruyor.
Plastik ve çelik su depoları
Günümüzde oldukça yaygın olarak kullanılan su depoları hem uzun ömürlü, hem dayanıklı. Evinizin çatısında, bodrumda veya bahçenizde kullanabileceğiniz bu depolar oldukça yaralı olacaktır.
Yağmur hasadı
Çatı ile depolama: Evinizin çatısında bulunan oluklardan gelen yağmur suyu için bir yağmur suyu deposu yapabilir. Kriz anında bu suyu en azından çamaşır ve bulaşık yıkamak için kullanabilir hatta basit filtreleme sistemleri ile içilebilir hale bile getirebilirsiniz.
Yağmur suyu kolektörü kullanmak: Eğer yağmur hasadını yapmak için bir depoya ve filtreleme sistemine sahip değilseniz bir örtü yardımıyla bir yağmur suyu kolektörü yapabilirsiniz. Tek yapmanız gereken örtünüzü köşelerinden asmak ve tam ortasına bir taş koyarak aşağı doğru bir ter çatı oluşturmak bu çatının tam alt ortasına ise su kabı koymak.
Çiğ toplama: Çiğ biriktirmek bir başka su elde yöntemidir. Özellikle kuraklığın olduğu yerlerde geceleri soğuk ile oluşan çiğler biriktirilerek bitkilerin su ihtiyacı karşılanmakta. O halde içecek su temin etmek de mümkün.
Su Arıtmanın Yolları
Tüm su kaynaklarınızın bittiğini varsayın. Depolarınız sıfırı tüketti, yağmur yağmıyor ve elektrik problemlerinden su kuyusundan su çekemiyorsunuz. Yakınlarda su birikintileri var sizi epey bir süre idare edebilir ancak bu suyu nasıl güvenli hale getireceğinizi bilmelisiniz.
Arıtma Tabletleri: Arıtma Tabletlerinden yararlanmak güzel bir çözüm. Klor bazlı bu tabletler suyun tadını havuz suyuna benzer bir tada çevirse de oldukça güvenli bir hale getirir. Yarım litre kirli suya yarım tablet atarsanız. Suyunuzu güvenle içebilirsiniz.
Potasyumpermanganat: Bir diğer kimyasalımız potassyumpermanganat. Bu madde farklı kullanım alanları da olsa biz su pembeleşene kadar katılır ve suyu içilebilir bir hale getirir.
Tentürdiyot: Suya tentürdiyot dökmek bir başka ilginç yöntem. Suyun tadı bozulsa rengi pembeleşse de sizi ölümden uzaklaştırması kullanımı için yeter de artar.
Portatif filtreler: Bunlar taşınabilir filtrelerdir. Bir su şişesi ebadındadır ve pompa sapını hareket ettirdikçe kirli su ekilir ve temiz su çıkarılır.
Bardaklı arıtıcılar: Bunlar çok az miktarda su arıtsalar bile günü kurtarabilirler. Kirli su şişenin tepesinde takılı olan filtreden geçirilerek en alttaki bardağa dolar.
Gıda

Su işini çözdüğümüzü varsayarsak gıda sorununa yönelebiliriz. Evinizde mutlaka uzun süreli dayanabilecek yiyecekler bulundurmalısınız. Bunlar ne kadar kalorili olursa o kadar iyi. Ancak bunları bulundurmak yetmeyecektir. İleride olacak krizler sadece stoklamayı değil üretmeyi de gerektirir. Günümüzde insanlar konfora o kadar alıştı ki evlerinde kimsenin kullanmadığı devasa boşluklara sahipler. Bu boşlukları değerlendirmelisiniz. Nasıl gıda üreteceğimizi ve ne tür metotlarla üreteceğimizi anlatacağız ancak önce stoklanabilecek gıdalardan kısaca bahsedelim:
Yüksek kalorili yiyecekler
Çikolata tozları, puding tozları ve meyveli şekerler. Bu gıdaları tüketmek ani kan şekeri artışına neden olsa da size bir süre kondisyon ve enerji sağlayabilir. Hayatta kalmak isterken diyabet gibi hastalıklara kucak açmamalıyız.
Kahvaltılıklar
Müsliler, kuru meyveler, yulaf ve kuruyemişler güne başlamak için birer alternatif. Bunların yanında bisküviler, krakerler, çikolatalar ve granül kalıplar oldukça işe yarayacaktır.
Bakliyat ve makarnalar
Pirinç, mercimek, barbunya, fasulye, bezelye, arpa, makarna, şehriye gibi kolay kolay bozulmayan gıdalar. Aylarca sizi güvende tutabilir.
İçecekler ve çorbalar
Poşet çaylar, toz kahveler, kakao ve süt tozları size birer enerji verici olarak idealdir. Özellikle hazır çorbalar ile et suyu bulyonları soğan sosu ve salça ile yemeklerinize lezzet verebilirsiniz.
Ana yemekler
Soya yemekleri, suyu alınmış yemekler, et ve balık konserveler, kurutulmuş sucuk salam ve et türevleri ile konserve bakliyatlar hayatınızı kurtarabilir.
Yine tüm bu saydıklarımız sanki kampa gidecek birisinin çantasında taşıması gereken şeyler gibi görünüyor. Ancak üstte sayılan tüm yemekler evlerinizde de kriz anında sizi kurtarır. Siz savaşmaya gittiğinizde ailenizin aç kalmasını istemezseniz daha alttaki tavsiyelerimize bakmalısınız.
Kavanoz ile mühürlü gıdalar
Kışın domatesin daha pahalıya satılması, tarımın durması ev ekonominize zarar verir. Tek yapmanız gereken yazın karınca gibi çalışıp kışın ağustos böceği gibi keyfini çıkarmak. Bu yöntemle menemen sosu, yeşil fasulye, barbunya, fasulye, nohut gibi yiyecekleri rahatlıkla hazırlayabilirsiniz. Burada size sadece menemen sosunun tarifini vermem yetecektir. Menemeni nasıl seviyorsanız o şekilde hazırlayın. Sadece yumurtasını kırmayın ve domatesin suyunu tamamen çektirmeyin. Bu su üstteki yağ ile birlikte bir koruyucu katman oluşturur. Menemen sosunuz hazır olduğunda soğumasını beklemeden kavanozlara doldurun. Kapağın sıkıca kapanı sızdırmadığından emin olduktan sonra kavanozu ters çevirin. İçerideki sıcak hava soğudukça kapakta bir vakum etkisine neden olacaktır. Eğer isterseniz internette satılan mühürleme plastiklerinden alarak kapağın etrafını mühürleyebilirsiniz. Yeniliklere açık olabilir kendi karışımlarınızı kavanoz ile mühürleyebilirsiniz. Bunun yanına salça ve çeşitli soslar ile destekleme yapabilirsiniz.
Lavaş, erişte, mantı ve makarna
Un bir yılı geçtiğinde bayatlayan bir gıdadır. Kullanılmaz değildir ancak hamurunuzu zorlaştırabilir. Ancak tam tersine pişirilerek kurutulmuş lavaş, mantı ve eriştede bu durum nemlenme olmadan daha uzun süre gidebilir.
Buzlama
Kavanozla yaptığımız bu konserve gıdaları buzlama ile de yapabiliriz. Aradaki fark birinde kullanıma hemen hazır olmasıdır. Buzlamanın bazı sakıncaları bulunuyor. Herhangi bir küresel elektrik kesintisine hazır değilseniz, hazırladığınız bu gıdaları hızlıca tüketmeniz gerektiği anlamına gelebilir. Etler, kıymalar, haşlamalık kemikler, fasülye, nohut ve daha bir çoğu. Çünkü buzlanan gıdalar çözdürüldüğünde bakteri üremesinin gıdayı bozmaması için mümkün olan en kısa sürede tüketmek gerekir.
Kurutma
Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte kültürümüz bir şok etkisi yaşıyor. Eskiden yapılan bir çok uygulama artık teknolojik kolaylıklar nedeniyle terk edilmiş vaziyette. Bunlardan birisi de et kurutma. Et güneşin en etkili olduğu zamanlarda damlara asılarak yapılırmış. Kuruyan et uzun süre bozulmadan tazeliğini saklayabilirmiş. Sadece et değil sebze, baharat ve meyveleri de kurutarak her çeşit meyve ve sebzeden besin stoğu oluşturabiliriz.
Reçel
Yaz ve kış meyvelerinden yapılan reçel, marmelat ve pekmez ile uzun yıllar yüksek kalorili besinlerinizi depolamış olursunuz.
Turşular
Sebze ve meyveler sirke ve tuz ile buluştuğunda uzun süren koruma sağlayacak bir fermantasyon işlemi geçirir.
Yukarıda saydıklarımız emek isteyen hazırlıklar olsa da her türlü vitamin ve minerali içerisinde barındırabilecek bir liste stoğumuzda bulunmuş olacak. Tüm bu stokları yaptınız ama siz cephede çatışan bir askersiniz. O durumda devletinize güvenmekten başka çareniz olmadığını, cephenin ilerilerinde dahi olsanız size kumanya geleceğine şüpheniz olmaması gerektiğini düşünebilirsiniz. Ancak o kadar da aciz değilsiniz. Size yazımızın sonunda vereceğimiz linkte bulunan "Türkiye'nin Yenilebilir Bitkileri" adlı kitap sayesinde cephede dahi olsanız bir yiyecek bulmanız ve zehirlenmeden enerji depolamanızı sağlayacak bilgiler aktaracak. Tüm bu hazırlıkları yeterli bulmuyoruz. Şartlarınız ne olursa olsun kendi üretiminiz yapacak seviyeye ulaşmalısınız.
Ata Tohumu
Cennet ülkemizde tarımda kullanılan tohumlar ne yazık ki İsrail'den gelen hibrit tohumlar. Bu tohumlar verimli olmalarına karşın genetiğiyle oynanmış ve tohumundan bir daha yetiştirmenin mümkün olmadığı, yetiştirilse dahi verimsiz bir süs bitkisinden farkı olmayan tohumlar. Doğal olarak büyük bir krizde, kıtlıkta ve savaşta Türkiye tohumdan dolayı sıkıntı yaşayabilecektir. Devlet mekanizmaları belki kriz planlaması çerçevesinde hazırlıklarını gerçekleştirmiş olabilirler. Ancak siz bilinçli olmalısınız. Hibrit tohumlar ne yazık ki sadece tek senelik bir tohum olmanın dışında ihtiyaçlara sahip. Doğasıyla oynanan bu tohum çeşitli kimyasal gübrelerin desteği olmadan tam verimi alamıyor. Bu kimyasallar bitkiyi korurken toprağa çok fazla zarar veriyor. toprakla kalmıyor ve yer altı sularına karışarak su kirliliğine de neden oluyor.

Anadolu buzul çağında bile bitki ve hayvanlar için bir barınak olmuş ve her tarihte önem arz etmiştir. Türkiye 3500 den fazla endemik bitki türüne ev sahipliği yaparken tüm Avrupa'da bu sayı 2500 kadardır. Bu sayının sadece 1300 tanesi Yunanistan'a aittir. Sadece buradan bakıldığında bile Türkiye'nin ne olduğu belli olmayan tohumları kullanmak yerine kendi laboratuvarında kendi çalışmaları ile ata tohumlarını tüm dünyaya yaymalıdır. Yandaki görmüş olduğunuz fotoğraf bana aittir. 2021 yılında elime geçirdiğim ata tohumlarımı tam 3 sene sonra ekme fırsatı yakaladım ve birer stil haline getirdim sayılır. Yakında bir arkadaşımın hobi serasına ekeceğim ve tohum çoğaltma işlemi uygulayacağım. Nasıl yapılacağını bilmeyenler için yazının sonuna "Atalık Tohumlar" adlı dosyayı yükleyeceğim. Ata tohumu daha önce işlem görmemiş ve genetiği ile oynanmış bir tohumdur ve ilk çıkan sebze genelde tohumluk olarak ayıklanır, kurutulur ve bir sonraki sene ekilmek üzere saklanabilir. Eğer bir toprağınız yoksa evinizin bir köşesine çok basit bir düzenekle topraksız tarım modülleri kurmanız yeterli olacaktır. Ancak bu yöntemde toprakta bulunan mineral ve vitaminler olmayacağı için suyun içerisine mineral ve vitamin karışımlarının atılması mecburidir.
İlaç

Bu konuda aslında fazla yazılabilecek bir şey yok. Basit hastalıklar için ilaç depolamalısınız doğru. Fakat daha karmaşıkları için ne yapabilirsiniz? Elinizden bir şey gelmeyebilir. Yine sürecin uzadığı elinizde ilaç olsa dahi hepsinin son kullanma tarihinin geçtiğini ya da tükendiğini varsayalım. Bu durumda ne yapacaksınız. Tabii ki size linkte verdiğimiz "Şifalı Otlar ve Lokman Hekim" adlı pdf dosyasını okuyacaksınız. Hangi bitki ne tür sıkıntılarda kullanılıyor bunu öğrenmelisiniz.
Enerji ve Sıcak Su
Enerjiyi sağlamak için artık pillerden yararlanmakta hiç bir sakınca yok. Ancak yeni nesil lityum iyon piller uzun yıllar hizmet garantisi verse dahi tekrar şarj etme gereksinimi sorunu sizi bir kriz anında yarıda bırakacaktır. Enerji için güneş enerjisinden yararlanmak oldukça mantıklıdır. Güneş sadece elektrik değil sıcak su ihtiyacınızı da karşılayacaktır. Eğer güneş panelleri evinizin giderlerini karşılayacak bir güçte kurulursa sıcak su için bir ısı pompası veya termosifon gibi cihazlarla desteklenebilir. Hatta kuyunuzdaki motoru çalıştırarak suyunuzu elde edebilecek, buzdolabınızı aktif olarak kullanacak, radyo ve internet ile haberleşmenizi sağlayabileceksiniz.

Bireysel Silahlanma ve Haberleşme
Bireysel Silahlanma ve Haberleşme konusunu kriz ve savaş anlarında ele almak, toplumun güvenliği, kişisel koruma, iletişim ve bilgi paylaşımının önemi gibi birçok açıdan oldukça geniş bir perspektif sunar.
Silahlanma
ABD halkında bireysel silahlanma oranı çok yüksek ve insanların bu konudaki özgürlükleri onları devasa bir halk ordusuna dönüştürüyor. Her türlü ekipmanı rahatlıkla kullanabiliyorlar ve bu tecrübeleri herhangi bir savaşa avantajlı duruma düşürecek. Bizler Türkiye'de askerlik haricinde ve mesleğimiz silah kullanmayı gerektirmiyorsa kolay kolay ruhsat dahi alamıyoruz. Bireysel silahlanma oranımız oldukça düşük. Silaha erişimimiz bir hayli zor. Kara borsadan her ne kadar silah ve mühimmat bulmak mümkün olsa da amacımız suç işlemek değil. Kendimizi, ailemizi ve ülkemizi gerektiğinde savunabilmeyi amaçlıyoruz. Bunun aşılması için devletimizin karar mekanizmalarının kapsamlı bir çalışma yapması şart. Asıl hazırlık yine kendi yapacağınız hazırlıktır. Fişek doldurmayı ve silah bakımını öğrenmeliyiz. Evimizde bizi idame ettirecek kadar mühimmat bulundurabilmeliyiz. İşte size örnek bir fişek doldurma videosu.
Haberleşme
Kriz anında özellikle erişiminiz varsa sosyal medyaya çok dikkat etmeli ve mümkün olduğunca resmi kanallardan güncellemeleri almalısınız. Eğer mümkünse uydudan internet bağlantısı sağlayan starlink'e sahip olun. Bunun dışında amatör telsiz lisansı alarak kısa mesafelerde ve aile içi haberleşmelerinizde kullanabilirsiniz.

Finansal
Finans piyasaları covid-19 krizinde çok sert düşüşlerle krizlere ne kadar hazırlıklı olduğunu gösterdi. O zamandan beri göreceli olarak artan en önemli emtia altın ve bitcoin. Bankada fazla nakit bulundurmamak savaş zamanları için harika bir hazırlık. Çok büyük krizlerde merkez bankalarının banknotlarının da bir işe yaramayacağı düşünülürse altın bu konudaki en büyük avantaj. Mevcut yatırımlarınızı güvende saklamanın en güzel yolu elinizde tutmaktır. Çok uzak olmayan bir tarihte merkezi bir borsanın Filistinlilerin hesaplarını bloke etmesi o kadar da güvende olmadığınızı, en ufak bir yanlışta sizin de mallarınıza el koyulabileceği bir gerçek. bunun önüne geçmek için soğuk cüzdanları kullanabilirsiniz. Ancak küresel bir elektrik kesintisi olduğunda bu sanal paraların kullanıma kapanacağını gözünüzden sakın kaçırmayın.
Liste
Hayatınızı devam ettirebilmek için evinizde mutlaka bulunması gerekenlerin ufak bir listesi. Bu liste sizin kişisel ihtiyaçlarınıza göre veya hazırlığınızı hangi şartlarda yaptığınıza bağlı olarak değiştirilebilir.
Dozimetre
Portatif yatak veya karyola
Portatif veya normal masa
iskemle ve sandalyeler
Yemek pişirme malzemesi
Bardak ve tabaklar ( Tercihen
mukavva)
Kaşık, çatal, bıçak
Konserve açacağı
Kağıt peçeteler
Gaz ocağı
Gaz lambası
Elektrik el feneri yedek pil ve ampulleri ile
Lazımlık ve lazımlıkta kullanılacak plastik torbalar
Kürek
Küskü
Balta
Çakı
Testere
Düdük
Tornavida
Çekiç
Kordonlu elektrik lambası {Projektör vazifesini görmek üzere)
40 litre gaz (bunun 8-10 litresi sığınakta artanı bodrum katı· nın bir köşesine)
Kibrit
Çöp tenekesi (Eğer bir su yolu ve kanalizasyon yoksa)
El tası
Yol haritaları
Vidalar ve çiviler
Pense
Portatif yangın söndürme cihazı (Karbon tetra klorürlü olmamak şartıyla)
Bir Cm. kalınlığında ip
Sicim
Pilli radyo (Yedek pilleriyle)
Saat
Hayatta Kalma Kitap Seti
Bu dosyaları mümkünse daha sonra kullanabileceğiniz şekilde çıktılarını almak çok mantıklı olacaktır. Her ne kadar bilgisayarların bataryaları olsa de elektrik kesintilerinde bunlara ulaşamayabilirsiniz.
Savaş Kapıda! Sen Hazır mısın? başlıklı yazımızın sonuna geldik. Umarım yazımızı faydalı bulur ve bir an önce hazırlıklara başlarsınız. Kaybettiğiniz her bir gün ileride çekeceğiniz zorlukları artıracaktır.
コメント